Beynimiz Nasıl Dönüşüyor?

Odaklanma taktikleri, öğrenme yöntemleri, nöroplastik dönüşüm 

İnsanlık Halleri ’nden Merhaba! 

Hemen konuya giriyorum. Bugün beynimizi dönüştürmek için odaklanmak hakkında konuşuyoruz, yani beynimizi baştan yaratma yeteneğine sahip olduğumuz olağanüstü insani halimiz: Nöroplastisite. Biyolojimizin en önemli hallerinden biri, onun sayesinde her şeyi öğreniyoruz, aklımızda tutuyoruz, değiştirebiliyoruz, ya da unutuyoruz. Yeni alışkanlıklar kazanıyoruz ya da onları kaybediyoruz, hayatın bize sunduğu her konuda nöroplastisite sayesinde daha iyi olabiliyoruz.

İnsanoğlu tipik olarak takriben 25 yaşlarına kadar durmadan yeni nöronlar üretmeye devam eder.

**İlgili Video Linki: https://www.youtube.com/watch?v=xfSp0WHYwEw**

Ancak bizim öğrenmeye ve gelişmeye devam etmek için yeni nöronlara değil, yeni bağlantılara ihtiyacımız vardır. Bu bağlantıları otoyollar, ara yollar, köprüler, viyadükler, parkurlar veya patikalar gibi düşünebilirsiniz. 

Yeni bilgiler öğrenmek istersek, veya kendimizle ilgili herhangi bir konuda ki gidişatı değiştirmek istersek, ilk yapmamız gereken eylem zihnimizde bir “farkındalık” yaratmaktır. Bu “farkındalığı” mistik bir açıdan aydınlanmak anlamında söylemiyorum; altını çizdiğim farkındalık türü, beynimizde ki kalıcı değişikliği yaratacak olan düşüncesel boyutta bir farkındalık türüdür, bir işaret fişeğidir. İşte o saniyeden sonra nöroplastisite devreye girer. O yüzden şunun cevabı net olmalı: ‘Ben neyi değiştirmek istiyorum? Bu değişikliklerle ilgili istekli miyim ve kasıtlı eylemler yapmaya hazır mıyım?’ Tam olarak önce buna odaklanmalıyız. 

Şimdi bir efsaneyi kıralım: Yeni deneyimler edindikçe beynimizin geliştiği maalesef gerçek değil. Tabii ki yeni deneyimler yeni perspektifler ve tecrübeler katar. Ama beynimizin ana yapısını pek değiştirmez. Beynimiz sadece gerekli kimyasal kokteyli salgıladığı zaman değişir, bunun anahtarı da dikkatimizi tam olarak vermektir. Yeni nöron bağlantıları kurmak için, bazı eski ve gereksiz bağlantılardan beynimiz fedakarlık eder, çünkü nöron sayımız 25 yaşından sonra aynı kalır. Bizler tercih etmediğimiz alışkanlıkların esiri olmak yerine, sevdiğimiz ve bize faydası olan alışkanlık yollarını bu şekilde yaratabiliriz. 

Bizler konsantre kaldıkça, konuya odaklandıkça, bahsettiğim ve bahsedeceğim taktik ve protokollere sadık kaldıkça, bu değişim süreci gerçekleşir. Haftalar, aylar boyunca düşüncesel boyutta odaklanmayla ve en önemlisi fiziksel boyutta ki eylemlerimizle desteklenince, büyük dönüşümler kaçınılmazdır yani kelimenin tam anlamıyla sebat ediyoruz. 

Odaklanmak, odaklanmak diyorum sürekli, çünkü aslında bilimsel olarak şu yüzden çok önemli: Odaklandıkça beyin kimyamız nöroplastik değişim için gerekli molekülleri beynin çeşitli noktalarından salgılamaya başlıyor. 

İlk bölümde beynimiz, gözlerimiz ve merkezi sinir sistemimizin birlikte çalışmasından bahsettim ve değişimin en büyük yolunun odaklanmak ve eylemlerimizden geçtiğini size aktardım. Bunun yanında nöroplastisitenin uyku esnasında gerçekleştiğinden söz ettim. Konuyu tam olarak anlamak için o bölüme de kulak vermenizi gönülden tavsiye ederim. 

Hayal ettiğimiz beyinsel değişiklikleri yaratmak amacıyla ihtiyacımız olan asitokolin ve epinefrin moleküllerine ulaşmak için farklı metodlar da var. Bunlardan biri sevgi, yani o spesifik işe olan aşkımız, arzumuz, amacımız. Bu odağımızı arttıran bir faktör. Bunun yanında ikinci metod ise iyi niyetli korku dediğimiz tatlı bir baskı. Bazen endişe, bazen bir teslimle ilgili zaman kısıtlaması, bunlar beynimizin farkını algıladığı durumlar değil, her halükarda adı geçen moleküller salgılanıyor ve nöroplastisite tetikleniyor. Burada bilim insanları diyor ki: ‘Büyük değişim istediğiniz konu veya konularla ilgili kendinize bolca mantıklı sebep bulun ve sebeplere inanarak tutunun.’ 

Odaklanmanızı arttırmak istiyorsanız, yani epinefrin ve asitilkolin molekülüne kolaylıkla ulaşmak gibi bir niyetiniz varsa, bunu her şeyden önce davranışlarınızla bir temele oturtmanız gerekiyor. Doğal yollarla zihninizi kullanarak odaklanmayı deneyin. Boş vakitlerinizde meditasyon yapın ve bu süreyi git gide arttırın. Meditasyon odaklanma yeteneğinizi arttıran bir numaralı pratiktir. Meditasyon içeriklerimizi de yakın zamanda paylaşmaya başlayacağız.

Bir başka beyninizi hackleme yöntemi de Mental fokus ve Görsel fokus ilişkisi.

Sinir sistemimiz o kadar olağanüstü yaratılmış ki, görsel olarak odaklandığımız zaman, mental olarak da odaklanabiliyoruz. Bu pratiği ve çok daha fazlasını bölümün videosunda sizlere aktarıyorum.

Çok sorulan bir başka soru da nöroplastisite adına takviyeler: Şu ana kadar bahsettiğimiz bütün temel davranışları haftalar, aylar boyunca sağladıktan sonra eğer gerçekten ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız, ve gerçekten çok yoğun bir odaklanma sürecine ihtiyacınız varsa, kendi kararınızla bunları deneyimlebilirsiniz. Bu takviyeleri de bölümün kendisinde bulabilirsiniz. 

Şimdi biraz da pasif olarak tükettiğimiz içeriklerden bahsedelim. Televizyondan, instagramdan, tiktok’tan veya genel olarak ekranlardan aldığımız bazen son derece kaliteli ve zengin, bazen de esiri olduğumuz saçma içerikler olduğunu hepimiz biliyoruz. Ama tüm bu içeriklerin ne kadarı bize faydalı ve bizleri ileriye taşıyabilme potansiyeline sahip, orası biraz muamma. Bazen o kadar çok bilgiye maruz kalıyoruz ki bunlardan hiçbir şey anlamıyoruz ve boşu boşuna temel motivasyon molekülümüz olan dopaminimizi ucuz yollarla tüketiyoruz. Çalışırken telefonu başka bir odaya koymak çok kritik bir eylem, ben bunu arada sırada yapmak zorunda kalıyorum. Eğer çalışma masamın görsel açısında telefonum varsa oraya doğru yönelmemek çok zor. Bu irade savaşıyla uğraşmak yerine, telefonumu tamamen bu denklemden ve fiziksel dünyada ki göz hizamdan çıkarmak daha etkili bir çözüm.

Yazının sonuna doğru gelmişken ufaktan bir toparlama ve eklemeler yapıyorum: 

Bahsettiğimiz her şeyin yanında “optik focus” diye bir kavram var. Nöroplastisiteyi desteklemek için yoğun öğrenme süreçlerinden sonra biraz yürüyüş, koşu veya sizi zorlamayacak, daha önce yaptığınız aktiviteler, bisiklete binmek, basket oynamak gibi çeşitli fiziksel haraketler yapmanız sürece çok iyi gelir. Bu yöntemlerle gözlerinizi de rahatlatırsanız, beyninizi de rahatlatırsınız ve tıpkı Uyumadan Derin Dinlenme protokollerinde olduğu gibi, nöroplastik dönüşüm için, yoğun çalışmalardan sonra konudan uzaklaşıp onu düşünmediğiniz anlar geçirmek temel amacımız. Bu öğrenmenin derinliğini ve kalıcılığını arttırıyor. 

Uyumadan Derin Dinlenme demişken bunun ne olduğundan bahsedelim:

(Bölümün bu noktasına geldiğiniz için sizi kutluyorum. O yüzden şimdi taktik ve hatırlatma olarak son ödülleri veriyorum.) 

Eğer bir yetişkin olarak öğrenmek ve gelişmek istiyorsak, çok iyi odaklamalıyız ve çok iyi uyumalıyız.

Çalışmak için gün içinde kendi dikkatimizin en yüksek olduğu zaman dilimini bulmalıyız. 

Bir hedefe doğru ne kadar süre odağımızda kalabileceğimizi bulmalıyız ve onu arttırmalıyız. 

Limitlerimizi öğrenip, onları geçmeden yavaş yavaş arttırmaya çalışmalıyız.

Kafeini dikkatli kullanmalıyız.

Telefonumuzu ortamdan uzaklaştırmalıyız.

Konuştuğumuz her şeyi düzenli olarak tekrarlayarak yola sabırla devam etmeliyiz. 

Tünelin ucunda her zaman ışık vardır. 

Tüm sorularınız, görüşleriniz, konu ve konuk önerileriniz için videonun altına yorum yazmanızı çok isterim, hepsini okuduğuma emin olabilirsiniz. 

Yayınlarımız başta Youtube’da olmak üzere, Spotify’da da aynı ses kaydıyla olacak. 

Bunun yanında Twitter, Instagram ve Tiktok ‘tan kısa videolara ve içeriklere ulaşabilirsiniz. Emeğimizi desteklemenin en iyi yolu bizi bütün kanallardan takibe almak ve bildirimleri açmaktır.

YouTube

Instagram

X

‘Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio’nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio’

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir